23 Ağustos 2013 Cuma

Günübirlik Simi ve Rodos'ta Attiki Hotel



1 Ağustos 2013

Gün Programı:
Sabah 9:00: Feribotla Rodos'tan Simi'ye gidiş
Gün Boyu: Simi
Akşam Üstü 17:30: Feribotla Simi'den Rodos'a dönüş. 
Akşam: Eski kentteki Hotel Attiki'ye yerleşme ve akşam yemeği.


Rodos'tan Simi'ye, sabah 9:00'da hareket eden hızlı bir katamaran feribotla yaklaşık 1,5 saatte ulaştık. Bizim Marmaris-Rodos feribotuna göre çok daha temiz ve konforluydu. 

Simi Feribotunda

Handan ve Ela bir yıl önce de yelkenli ile uğramışlar Simi'ye. Ela'ya oradan deniz yıldızı almışlar. Ela, Simi'nin deniz kabuğu satılan dükkanlarından epey bahsettiğinden olsa gerek, Simi'ye vardığımızda yaklaşık 1 saatimizi bu dükkanlarda geçirdik. Ardından feribotun yanaştığı koyda ve bu koya bakan evlerin bulunduğu sokaklarda turladık. 















Çocukların isyan bayrağı açıp
merdivenlerde oturma eylemi yaptıkları anlardan




















Yorulup terleyince ben çocuklarla kendimi plaj, duş filan aramaksızın ilk bulduğum noktadan denize bıraktım. İyi geldi, enerji topladık. Ardından tekrar hareketlenip bir sonraki koyda yer alan pek te beğenmediğimiz bir plajdan denize girdik. Yunanistan'da alıştığımızın aksine ilk kez şezlong parası ödedik. Hatta duş bile paralıydı. Mutlu bu fikirden hiç hoşlanmamış olsa da Handan ve ben destekledik:) Ne de olsa su hazine değerinde şu devirde. Farkında olarak tüketmek lazım.

Plaj, sonradan getirildiğini tahmin ettiğimiz, ayakları kesen taşlık bir plajdı. Denizi çok çabuk derinleşiyordu. Çocuklar hiç hoşlanmadılar. Servisini de beğenmeyince burada fazla zaman geçirmeden yakınlarda beğendiğimiz bir balık lokantasında öğle yemeği yedik. Lokanta'dan çok memnun kaldık. (İsmini not etmemişim.)

Çocukların rahatsız olduğu sivri taşlı plaj




Öğle yemeği yediğimiz lokanta hemen solda
Öğle yemeğinden...
Öğle yemeği sonrası, sabah çocuklarla benim kendimizi dayanamayıp denize attığımız, Odyssia Apartments'ın önündeki merdivenlerden denize girmeye karar verdik. Ela, Başak ve Ege burayı çok sevdiler. Defalarca kaldırımdan denize atladılar.

http://www.symi-odyssia.gr/location.php

Çocukları ilk kez suya atlamış bir annenin
gurur dolu tebessümü:)


Başak'ın ilk atlaması

Yüzüp, bol sıvı alıp, atlayıp zıpladıktan sonra öğle yemeği sırasında gözüme kestirdiğim, Simi tepelerine çıkan merdivenlerden çıkıp keşif yapmaya karar verdik. Mutlu ve Handan başta isteksiz davrandılarsa da, geri döndüğümüzde onlar da ''iyi ki çıkmışız'' dediler sanırım. Epey yorucu oldu. Mutlu da çocuklar da çok söylendiler, mızırdandılar. Mutlu'nun söylenmelerini, her zaman olduğu gibi yokuş bittiğinde hatırlayıp hatırlayıp güldük.

Bisiklet şahane.
Ege kendisine de böyle bir bisiklet almamı istedi.

Yokuş Acısı
Yokuş bitti. Harika manzaralı bir tepedeyiz.
Mutlu Mutlu:)
Yokuşun tepesinde çocuklar dinleniyor

Dönerken yokuş aşağı inmek bizim için pek yorucu olmadı tabii. Ama yorgunluktan bezmiş çocukları boş sokaklarda yürütmek kolay olmadı. Ela'yı yürütmek rekabetçi kimliği nedeniyle nispeten daha kolay oldu: Ela'ya ''Bakalım aşağıya önce kim varacak?'' diye sormak yetti:)

Dönüş yolumuz üzerindeki boş sokaklar çok güzeldi. Bununla birlikte yolumuza mavi kuyruklu bir kertenkele dışında hareket eden hiçbir canlı çıkmadı. Nedenini anlayamadık.

Terk edilmiş hissi uyandıran boş sokaklar.












Saat 17:30 gibi Rodos'a hareket edecek feribotumuzu beklerken, limana yakın, ağaç gölgesiyle serinleyen bir kafede nefeslendik. Çocuklar kendi başlarına az ilerdeki çocuk bahçesine gidip oyun oynayıp, yorucu yürüyüş sonrası rahatladılar. 




Rodos'a varıp eski kentin tam orta yerindeki şahane Attiki Otelimizle buluşma anımız cidden mutluluk vericiydi. Günlerdir akşam yemeklerimize, otelde sıcak duş almadan, saç baş dağınık ve altımızda mayoyla gitmenin verdiği rahatsızlıktan bıkmış olduğumuz için Mutlu'nun ''İnsanlığımı hatırladım'' diyerek tarif ettiği temiz-pak olmanın dayanılmaz hazzını yaşadık. Süslendik, püslendik, kafamızda çiçeklerle bol bol fotoğraf çektirdik. Bu oteli bize Brutay önerdi. kendisine çok teşekkür ederiz.








Attiki Otel'in Önü

Akşam yemeğimizi otelimizin sahiplerinden Mara??'nın önerdiği leziz lokal yemekler yapan ve turistlerin pek bilmediği bir tavernada yedik: Mπoukià. Çok memnun kaldık. 

Gündüz Simi'de, akşam Rodos'un eski kentinde geçirdiğimiz günümüz 1 hafta gibi uzun geldi:)


Ela, her akşam olduğu gibi uykuya direniyor.
Başak ve Ege sandalyeleri yatak yapıp sızdılar bile!




Simi ile ilgili ek okumalar:
http://www.symivisitor.com/
http://www.birinciblog.com/egedeki-komsumuz-simi-adasi/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder