23 Eylül 2013 Pazartesi

Sakız'da Son Gün-Komi ve Lithi'nin Popüler Plajları'nda

Günün Güzergahı (6 Ağustos):

Sabah: Komi Plajı
Öğlen: Lithi Plajı 
Akşamüstü: Mavra Volia
Akşam: Emporio Bay



Bir gün öncenin yorgunluğunu, Sakız'ın popüler, kumlu, duşlu ve tavernalı plajlarında geçirerek atmaya karar verdik.  2 gündür doğru dürüst denize girip kumla oynayamayan çocukların da buna ihtiyacı vardı doğrusu:)

Otelimizde kalan ve her yıl Sakız'a geldiklerini söyleyen tercrübeli bir Türk ailenin de önerisiyle, en yakınımızdaki ''Komi Plajı''nda sabah banyomuzu almak üzere yola çıktık. Yolumuzun üzerindeki, tam da ''damlama'' zamanları olan sakız ağaçlarının yanında kısa bir mola verip, çocukları o çok sevdikleri sakızlı dondurma ve cikletlerin hammaddesi ile tanıştırdık. 

Benim hammadde tanımlaması biraz ruhsuz oldu. ''Sakız Adası'nın Gözyaşları'' başlıklı bağlantıdaki yazı pek güzel anlatıyor ağacı:) http://iyiyemek.com/yazar/zeyno-gurses/chios-adasinin-gozyaslari







Kısa süre sonra vardığımız Komi Plajı, ertesi gün gideceğimiz toplu kesim Kuşadası Davutlar Plajı'ndan çok farklı değildi doğrusu. Yine de çocukların hatırına 1-2 saat dayandık. Plajda kötü müzik (hatta müzik) ve insan kalabalığı, plaja dair algıları olumsuz yönde ne kadar da çok değiştiriyor...


Komi
Komi Plajında Ebeveyn Halleri
Komi Plajı
Komi Plajı'ndan sonraki durağımız olan Lithi Plajı, kalabalık olmasına rağmen, keşfettiğimiz leziz mezeleri olan sempatik taverna sayesinde akşama kadar orada kalmamızı sağladı. Çocuklar da buranın sığ, kumlu ve dalgasız denizini pek sevdiler.

Lithi Plajı'ndaki Tavernamız
Lithi Plajı'ndaki Tavernamız


Lithi Plajı'ndaki Tavernamız
Lithi Plajı'nda Çizgi Roman Keyfi
Lithi Plajı'nda Ege ve Taylan
Lithi Plajı'nda sonra finali ilk gün çok beğendiğimiz Mavra Volia'da yapmak istedik. İlk günün telaşında, görülüp keşfedilecek yerler için çok aceleci davrandığımızdan yeterince zaman ayıramamıştık Mavra Volia'ya...  İyi ki de kapanışı burada yapmışız. Akşam vakti de bir başka güzeldi plajın. 

Mavra Volia yolunda
akşamki parti için hazırlıklar
Emporio'daki bir dükkanda Ege, Başak, Taylan, Demet ve Ben
kendimize ipten renkli bilezikler yaptırdık.
Bilezikler hala kolumuzda:)

Mavra Volia'da akşam vakti


Ege, Taylan ve Başak, plajın ucundaki kayalıkların içinde oluşmuş gölette çırılçıplak suya girip doyasıya eğlendiler.  Kayalıklara tırmandılar. Kaya oyuklarında evcilik oynadılar. Biz ise kah denize girdik, kah banklarda akşam içkilerimizi yudumladık. Murti ve Demet eski işten arkadaşları ile karşılaştılar.






Başak ve Mağara Evi
Akşam yemeğimizi, geceyarısı başlayacak partiye ev sahipliği yapacak meydana bakan, Emporio'nun en renkli tavernasında yedik. Yemekler vasattı ama ortam ve parti manzaramız şahaneydi. 

Taverna'daki garsonumuza, partinin kaça kadar süreceğini sorduğumuzda verdiği ''kızlar ne kadar dans ederse'' cevabının ne anlama geldiğini, sabahın ilk ışıklarında, masaların üstünde ve meydanda dans eden şık, güzel, göz alıcı kadınları gördüğümüzde çok iyi anladık:) Birarada bu kadar uyumlu ve güzel dans eden ve kasılmadan eğlenebilen adalılara özendik, belki biraz da kıskandık. 

Murti, insanların birlikte ettiği bu dansı, hafif dalgalı bir denizin ritmine benzetti. Referans göstererek ekleyeyim notlara:)






Çocuklar pamuk şeker molasından











Sabah 5 civarlarıda parti devam ediyor.
Çünkü kızlar hala dans ediyor:)

19 Eylül 2013 Perşembe

Sakız'da 2. Gün-Batı Kıyıları ve Kuzeyde Macera

Günün Güzergahı (5 Ağustos) :

Sabah: Lithi'den sonraki isimsiz şahane plaj
Öğlen: Elinta - Limnia sahili/Volissos 
Akşamüstü: Leptopoda-Kuzeyin Taşlık Dağ Yolları-Nagos
Akşam: Langada



Sabah rotamızı adanın batı kıyısından kuzeye doğru, önce Lithi ardından da Elinta'ya gitmek üzere planlamıştık. Ama ada bize gün boyu farklı seçenekler sundu ve kendimizi onun sunduklarının akışına bıraktık.



Günümüzün ilk saati, bir yıl önce çıkan ve adadaki ormanlık alanın beşte birinin yok olmasına neden olan yangından arta kalan cansız ağaçların arasında, üzüntüyle araba kullanarak geçti. 

Bu yangının etkileri, ne yazık ki hala oldukça yoğun bir şekilde kendini hissettiriyor. Bu nedenle bu güne dair ilk fotoğraflar yangından geriye kalanlara dair...



Araba ile tepeden gördüğümüz Lithi Limanı, gözümüze fazla kalabalık ve yapılaşmış gözüktüğü için burayı pas geçip doğrudan Elinta Koyu'na gitmeye karar verdik. 
Yolda bir anda yanıbaşımızda beliren göz alıcı ıssız minik koyun yanından önce ''vay ne şahane'' diyerek geçtik.  Hemen sonra fikir değiştirip geriye döndük ve buraya inen dar çakıllı yolu keşfedip koya indik. Ne iyi etmişiz. Böylelikle burası, Sakız Adası'ndaki favori koylarımız arasındaki yerini aldı. Çocuklar buraya ''arılı koy''  dediler. Benim için ise buraya ''isimsiz koy'' adı yakışıyor.

İsimsiz Koy (Arılı Koy)
İsimsiz Koy




Murti denize atladı.
Mutlu peştemal ile arı savıyor:)
Sahil ve deniz kumlu olmayınca,
çocuklar daha çok deniz kenarında oynamayı tercih ettiler.



Demet ile kayalıkların arasında biriken
deniz tuzları ile kendimize masaj yaptık:)
İsimsiz Koy Hatırası
Öğle vakti gelince, ''yemek te yeriz'' düşüncesiyle, Elinta Koyu'na gittik. Burası güzel, ıssız bir koy olmakla beraber, yemek yiyecek yer yoktu. Arabalardan inmeden geri döndük. Otelde karşılaştığımız arkadaşların önerdiği Managados'ta da, muhtemelen yanlış yola saptığımız için, yemek yiyecek bir yere rastlayamadık. Çocuklar açlıktan ve uykusuzluktan bitkin düşmek üzerelerken Limnia sahilinde, Volissos Limanı'nda, Favori Barbekü Biftek Evi'ne denk geldik ve yemek molası verdik. Hepimize iyi geldi:)

http://www.greeka.com/eastern_aegean/chios/chios-beaches/chios-elinta.htm

Elinta Koyu
Elinta Koyu
Volissos Limanı
Favori Barbekü Biftek Evi
Favori Barbekü Biftek Evi Hatırası
Murti önce burayı beğenmediyse de
bir bira sonrası kendine geldi

Volissos
Volissos
Volissos Limanı'ndan sonra adanın daha vahşi, yeşil  ve tepelik kuzey kesimlerine vurduk kendimizi. Alp'in notlarında, adada en beğendiği yerlerden biri olarak geçen Leptopoda'da, ''bir manav bulup çocuklara meyve alırız'' umuduyla da mola verdik.  Leptopoda, yamaca kurulu küçük bir köy. Arabayı biraz aşağıda bırakıp köyün içine yürümek gerekiyor. 

Mutlu, uyuyan çocuklara eşlik etmek üzere arabada beklemeye karar verdi. Murti ve ben, kısa da olsa bir içine girip bakmak istedik çıtı çıkmayan Leptopoda'nın. Demet ve Taylan da Taylan uyanınca sokaklarında ve meydanında dolaştılar.

Leptopoda
İlginç bir yerdi Leptopoda. İnsansız, sessiz, zamanın adeta durduğu bir köy. İnsansız ama insan elinin değdiği belli detaylarıyla etkileyici! 

Derken kulağımıza gülüşmeler geldi. Leptopoda'nın sessizliğinde bir anda beliren bu insan sesleri o kadar olağan dışıydı ki dayanamayıp sesin geldiği yere doğru yöneldik. Hatta seslerin geldiği evin kapısından kafamızı uzattık:) Minicik, alçak tavanlı salonu olan evin içindeki masanın etrafına doluşmuş kalabalık bir Yunan aileyle karşılaştık. O daracık mekanda nasıl da eğleniyorlardı. Bizi apar topar içeri aldılar, oturttular, tatlı ve meyve ikram ettiler. Evin sahibi oldukları anlaşılan yaşlı kadın ve adam ve Amerika'dan ziyaretlerine gelen yakışıklı ve güzel aile fertleri ile sohbet ettik. Günümüz renklendi.


Leptopoda Sokakları
Leptopoda Sokakları
Leptopoda Sokakları


Leptopoda Sokakları

Murti'nin ifadesiyle ''zamanın durduğu kahve''
Leptopoda'dan sonra adanın kuzeyinde bir plaj bulup denize girme hayali kurduk. Bu hayalimizi gerçekleştirmek için anca jiple ulaşıma uygun taşlık dar yollarda bizim şehirli arabalarımızla epey debelendik ve saatler süren maceramızın bir yerinde Mutlu ve ben dik bir toprak yoldan denize inmeye tırsarak geri dönmeye karar verdik. Demet ve Murti devam ettiler. Onların deniz macerası aramızda bir sır olarak kalacak:)


Vahşi Kuzey Yolları

Biraz geniş bir toprak yola ulaştığımız anda ne kadar rahatladığımızı unutmayacağım. Mutlu arabada muhtelif esprilerle yol boyu sıkıntısını dillendirdi. Çocuklara bu yoldan geçen ikinci kişilerin biz olduğunu, ilk geçenlerin yolu yapanlar olduğunu söyledi. Yolda rastladığımız  yırtıcı kuşlarla ilgili yorumu, ''bakın işte çocuklar, bu yırtıcılar çoook yükseklerde yaşar, işte biz de çoook yükseklerdeyiz'' oldu. Karşımıza çıkması muhtemel ayılar da gündemindeydi. Örnekler çok:)

Yaklaşık 1 saattir ayrı düştüğümüz ve telefon bağlantımız da kesilen Demet ve Murti ile, bu yola ulaştıktan kısa bir süre sonra deniz kenarında karşılaştık. 

Kuzeyde medeniyete ilk adım

Maceralı ve stresli de olsa süper bir ada turu oldu. Asfalt yola kavuşup, güneş batmadan Nagos'ta deniz ve içki keyfine de zaman kalınca bütün dertler unutuldu. Saatlerdir arabada aç, susuz, koltuğu çakılı halde popoları uyuşan Başak, Ege ve Taylan kocaman bir takdiri hakettiler.


Nagos Plajına Doğru
Nagos Plajı
Nagos Plajı'ndan güneşin batmasına yakın, akşam yemeği için Sakız'ın Dalyan Köyü diye de tanımlanan Langados'a doğru yola koyulduk. 

Langados'ta kısa bir yürüyüş yapıp gözümüze kestirdiğimiz deniz kenarındaki lokantalardan birinde akşam yemeğimizi yedik. Etrafta bolca Türk, Türkçe bilen garsonumuz; kendimizi memlekette hissettik. 

Langados
Langados
Langados


Langados
Yemek Yediğimiz Taverna
Langados