14 Ağustos 2013 Çarşamba

Datça'da 3 Şahane Gün-Palamutbükü ve Ovabükü

28-29 Temmuz 2013

Datça'da Handan'ların evi dışındaki yerimiz, şehir merkezine yakın ''Datça Antik Apart Otel''.
Amatör web sitelerinde gözüktüğünden çok daha güzel bir otel. Konfor yerine sıcak bir ortam, temiz yatak ve sıcak aile işletmesi arayanlar için uygun.  Otele yatmadan yatmaya giden bizim gibiler için ideal ve cidden çok ucuz.

http://www.datca-antikapart.com/mesajlar.asp


Antik Apart Otel'in kahvaltı balkonu.
Asmaların arkasından süzülen güneş ışığı görüntüsü şahaneydi
Antik Apart Otel

Datça'daki 3 sabahımızda da erkenden! kalkıp, çocuklar, Mutlu, 2 kedi (Polen ve Kaşif) ve 1 köpekle (Fındık) birlikte Handan ve Ela'nın kapısına dayandık. Bizden önce saat 10:00 gibi kalkmaya alışık oldukları için, Handan her seferinde Ela'yı yataktan toplamak zorunda kaldı:)

Sabah: Handan ve Ela'nın kapı önü ziyaretçileri
Polen, Kaşif, Fındık, Ege ve Başak

Tatil boyunca arka koltuk ahalisi:)
Sabah, Handan'ın fırında kurutup krik-krak haline getirdiği pideleri kemiriyorlar.

28 Temmuz durağımız Palamutbükü. 
Palamutbükü Koyu'nun arabayla girince sol ucuna yakın yerindeki, ''Mavi Beyaz'' otelin deniz kenarındaki kafesinde güzel bir kahvaltı ettik. Bütün gün burada şahane denizin ve otelin kafesinin keyifli ortamının tadını çıkardık. Güneşlendiğimiz sahilin arka tarafı yol olmasına rağmen, burası koyun ucunda olduğu için araba seslerinden de rahatsız olmadık. 
Mavi Beyaz otel pahalı ama çok şık bir otel.  http://www.otelmavibeyaz.com/

Palamutbükü'nün denizi girdiğim en güzel denizlerden. Taşlık, berrak, soğuk, pırıl pırıl, ışıltılı bir deniz. Kum olmadığı ve çabuk derinleştiği için çocuklar daha ziyade kıyıda taşlarla oynamayı tercih ettiler. Başak yüzmeyi yeni yeni öğrenmenin keyfi ile denizin tadını Ege'ye göre daha fazla çıkardı. Ela zaten buralı bir su kuşu:)

Palamutbükü
Palamutbükü'nde kahvaltı
Palamutbükü:
Kahvaltı sonrası dondurma molası
Palamutbükü: 
Ela ve Başak taşları boyuyorlar
Palamutbükü: 
Burayı sevmemin bir nedeni de şezlongların plastik değil tahta olması.
Şemsiyeler de tahta ve samandan. Doğal.


Palamutbükü:
Öğlen yemeği olarak mısır.
Sahilde mısır satan güzeller güzeli Datça'lı kızın fotoğrafını çekmemişim:(



Boş pet şişe kavgası
Palamutbükü:
Mavi Beyaz Otel'in kahvesinde öğle konseri.
Nota defteri yerine bilgisayar ekranı:)
Palamutbükü:
Deniz kumlu olmayınca başka oyun mekanları keşfetti çocuklar.
Bu hamakta epey vakit geçirdiler.
Ilgın ağaçlarının gölgelerinin serinlettiği sahil
Palamutbükü:
Arkada Mavi-Beyaz Otel 

Akşamüstü, Mavi Beyaz'ın kafesine Brutay ve Özlem geldiler. Handan'ı onlarla sohbette bırakıp Ela'yı alarak Yakaköy'deki ''Knidos Uluslararası Kültür ve Sanat Akademisi''ne akşam gezmesine gittik. Çocuk dostu, rahatça dolaşılabilen şahane bir yer olmuş burası. Doğayla içiçe sanatla dolu bir mekan. Oturup çay-kahve içilebilecek sessiz sakin bir köşesi de var. Hepimizin çok hoşuna gitti.


Seramik atölyesinde kilden kitaplar





Şirinlerin mantarları önünde

Mozaikteki popoyu ellemek Ela ve Başak'ı çok güldürdü!:)
Heykelin hareketinin aynısı
Çocuklara ağaçtan taze incir ikramı


O kadar sevdik ki ayrılamadık Palamutbükü'nden. Akşam yemeğimizi de sahildeki Tuna Restaurant'ta yedik. Çok memnun kaldık. http://www.tunarestoran.com/

Çocuklar Restaurant'ın sahildeki minderlerinde tepinip oyun oynadılar. Hava kararınca hep birlikte yıldızları seyrettik. Aysız gecede denizde yakamoz aradık.





29 Temmuz durağımız Ovabükü. 
Yolun yarısında dün geceden kalan benzin ışığımızı tekrar görüp geri nasıl döneceğimiz üzerine kara kara düşünüp güne stresle başladıysak ta bir problem olmadı. Sabah Ovabükü'ndeki Hoppala Pansiyonun Restaurant'ında aşılanmamış sakız ağaçlarının arasında (yöre halkı bunlara ilkin çalısı diyor) leziz bir serpme köy kahvaltısıyla güne başladık. http://www.hoppala.com.tr/ 

Kahvaltı sonrası, çocukların ısrarı üzerine, Hoppala'nın hemen yanındaki tesisin önünde denize girmeye karar verdik. Buradaki kayalıklar, kedicik ve çocukların ''sevgi ağacı'' adını verdikleri kurumuş üzerine çıkıp atlayabildikleri bir ağaç gövdesi, burayı çocuklar için daha cazip kıldı. Ovabükü'nün denizi de taşlık ve hemen derinleşiyor. Sahil ağırlıklı olarak taşlık ama çocukların oynamasına yetecek kadar kum da var.


Hoppala Restaurant
Hoppala Restaurant
Hoppala Restaurant
Hoppala Restaurant
Ege ilk kez kaşıkla rafadan yumurta yiyor.
Hoppala Restaurant
Aşılanmamış Sakız Ağacı: İlkin??
Hoppala Restaurant




Denize Girdiğimiz Tesisin Restaurantı



Akşamüstü Ovabükü'nde de her zaman olduğu gibi bir keşif yürüyüşü yaptık. Bu kez Mutlu da geldi:) Uzaktan gözümüze kestirdiğimiz mağaraya ulaşamadan bir tatlı su kaynağına varıp arı yoğunluğundan geri dönmek zorunda kaldıysak ta yolda rastladığımız sahipleriyle tatile çıkmış ''Boncuk'' isimli mavi muhabbet kuşu yürüyüşümüzün hediyesi oldu.









Ela, Başak ve Ege tatile çıkmış muhabbet kuşu Boncuk'un
kafesinin dışında sahipleriyle tatil yapması fikrine bayıldılar.


Akşam yemeğini bu kez Handan'ların bahçesinde yedik (Pide). Yemek sonrası ertesi gün gitmeyi planladığımız Rodos'ta kalacak yer planlaması yapmaya çalıştıysak ta başarılı olamadık ve otel bulma işini Rodos'a bıraktık. Bu Rodos planlaması işi biraz zayıf oldu ama Datça o kadar keyifliydi ve tatil öncesi Gezi olaylarına o kadar kaptırmıştık ki kendimizi ek bir planlama stresine girmeyi hiç istemedi canım:)

3 yorum:

  1. konya otel fiyatları olarak paylaşımlarınız ve bilgilendirmeniz için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  2. Yazınız çok güzel olmuş..
    Bende bloglarda ki tavsiye üzerine Tuna restauranta gittim.. Ama hiç tavsiye etmiyorum.. Siparişler 45 dakikadan önce gelmiyor.. Üstelik defalarca istememize rağmen..

    YanıtlaSil
  3. Yazınız çok güzel olmuş..
    Bende bloglarda ki tavsiye üzerine Tuna restauranta gittim.. Ama hiç tavsiye etmiyorum.. Siparişler 45 dakikadan önce gelmiyor.. Üstelik defalarca istememize rağmen..

    YanıtlaSil