16 Ekim 2013, Çarşamba
Sabah yağmurlu bir güne uyandık. Güzel otelimizde yağmura nazır kahvaltı edip kitap okuduktan sonra, dinen yağmurun ardından açan güneşi fırsat bilip Ege, Başak ve Taylan ile kapımızın önünden geçen keçi sürüsünün peşine takılıp kısa bir çevre gezisi yaptık.
Bu arada atlamayayım!:) Kyklad gezimizin tamamında olduğu gibi bu sabah da ''ada çok boş, yemek yiyecek yer bile bulmakta zorlanıyoruz. Acaba bir sonraki durak adamız Naxos'a mı gitsek bugün? Ama orayı da bilemiyoruz ki vb...'' tatilimizin klasik sabah kafa karışıklığı/kararsızlık anlarını yaşadık:) ''Acaba bir sonraki ada mı en güzeli?'' tasasındaki Murti, her seçeneğin artısını eksisini detaylıca irdeleyen Demet, uzun süreli kararsızlık halinden hiç haz etmeyen ben ve önceliği konfor olan Mutlu'dan oluşan mütalaa ekibimizin halini düşündükçe güldüm şimdi yazarken...
|
İsland House sabah kahvaltısı ikramı Ev yapımı tarçınlı sütlaç |
|
Yağmur sonrası keçilerin peşinde gezinti |
|
Yağmur sonrası keçilerin peşinde gezinti |
|
Yağmur sonrası keçilerin peşinde gezinti |
Ege, Başak ve Taylan ile keçilerin peşindeki gezintimizin ardından bizden başka kimsenin olmadığı Mylopotas Plajı'na gittik. Hava bir gün öncesine göre daha kapalıydı, serindi. Yine de denize girdik. Murti'nin keşfettiği, sahile yakın kaya çatlağı boyunca, bu çatlakta yaşayan balıklarla yüzdük. Ardından Ios tanıtımlarında sıkça resimlerine rastladığımız, Mylopotas kayalıklarında yürüdük. Kayalıklarda rastladığımız balık tutan amca ve kadın, civardaki nadir canlılardandı. Hal böyle olunca yanlarına yanaşmadan duramadık. Murti, yakaladıkları balıkları koydukları kovada gördüğü canlı yavru orfozu, balıkçı amca ve kadının da onayıyla denize saldı. Ios'ta bu bebek orfoz için kalmışız meğer:)
Bir gün önce Başak ile güneş altında gezip çok beğendiğimiz kayalıkların, kapalı havadaki görünümünün de çok etkileyici olduğunu ekleyeyim.
|
Mylopotas Kumsalı |
Kayalıklardaki gezinti sonrası öğle yemeği için yine Yorgo'nun Delphini Food Bar'ına gittik. http://delphinirestaurantbar.com/ .
Misafirperver Yorgo bizi bir gece önce olduğu gibi yine türlü ikramlarla ağırladı. Ertesi gün adadan ayrılırken sarılıp, el sallayıp veda edecek kadar bağlandık tabii hal böyle olunca kendisine.
Günümüzün öğle yemeğinden sonraki vaktini İos'u biraz daha keşfetmeye ayıralım dedik ve adanın batısındaki ''Agia Theodoti'' Plajı'na gittik. Bu plaj da, ziyaret ettiğimiz diğer tüm plajlar gibi ''tek tük hayat belirtileri dışında'' bomboştu. Hava güneşli olsa denize girmek için şahane bir yer olduğunu düşündüğümüz plajda yine uzanıp dinlendik ve sahilin hemen yakınına demirlemiş bir tane gibi gözüken ama sonradan 2 tane olduğunu fark ettiğimiz tekneleri izleyip üzerine geyik yaptık, denize girdik, sahilde yürüdük, taş topladık. Ege, Başak ve Taylan burada bir mağara keşfedip bol bol oynadılar.
|
Agia Theodoti Plajı |
|
Agia Theodoti Plajı |
|
Agia Theodoti Plajı |
|
Uzakta çocukların pek sevdikleri mağara |
|
Tek vücutta 2 tekne |
Agia Theodotis'ten sonra, Murti yıkanmak için otele gitti. Biz çocuklarla İos'un merkezi Chora'yı gezmek üzere yol üzerinde durduk. Dar taş sokakları, sürpriz küçük sokak arası meydanları ile sevimli bir yerdi Chora. Yol üstündeki bir tavernada çocuklara yemek yedirdik. Bir şeyler içtik. Otele dönmek üzere yola çıkacakken, Ege'nin parmaklarını arabanın bagajına sıkıştırıp talihsiz bir kaza atlattık. Sinirlerimin bozulması dışında bir problem çıkmadı neyseki.
Otele dönünce ben biraz yanlız otelde kalıp kafa dinlemeyi tercih ettim. Ege ve Başak'ı uyutup kitap okudum. Murti, Demet, Taylan ve Mutlu da limanda keşfettikleri güzel bir balık lokantasında günü sonlandırmışlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder