17 Şubat 2012 Cuma

Çocuklarla Haydarpaşa'ya Destek/4-5 Şubat 2012

Bütün hafta yağan karla beraber, haftaiçi 0 dereceyi bulan sıcaklık haftasonu 15 dereceye çıkınca çocuklarla faydalı bir şeyler yapma enerjim doruğa çıktı.

İstanbul'un önemli kültürel miraslarından Haydarpaşa Garı'nın başına geleceklere karşı çıkacak bir grup aktivistin yanında yer almak için çocuklarla birlikte yola koyulduk.

Bu bloğun amacı, çocuklarla alışveriş merkezleri dışında yapılabilecek etkinliklerle ilgili fikir vermek olduğu için zavallı Haydarpaşa Garı'nın kültür merkezi maskesi altında rant uğruna peşkeş çekileceği, birsürü banliyö yolcusunun 2 yıl boyunca mağdur edileceği, güzelim Gar'ın yanan çatısının bile onarılmayıp kaderine terkedilmiş olduğu gibi sıkıntı yaratan konuların detayına girmeyeceğim ama kayıtlarda kalsın ilerde çocuklar okur:)

Ege ve Başak'a, Haydarpaşa Gar'ının düşüncesiz insanlar tarafından trenlerin evi olmaktan çıkarılacağı, dolayısıyla trenlerin evsiz kalma tehlikesiyle karşı karşıya kaldıklarını söyleyince bizim minik aktivistler hemen sahiplendi bu eylemi.


Evimizin önünden Ege, Başak ve ben tobüse atladık. Eşim Mutlu toplu taşıma fikrinden hoşlanmadığı için gelmedi. Aslında toplu taşıma çocuklar için çok eğlenceli ve yanınızda kocanız yoksa hayat kolay:)  Bir kere 2 küçük çocuğu ile beraber otobüse binen bir anneye kimse kayıtsız kalamıyor. Herkes yardım etmek için birbiriyle yarışıyor; yer veriyor, senin yerine düğmeye basıyor, çocukları tutuyor, sevgi sözcükleri etrafta uçuşuyor. Çocuklar yardımlaşmayı öğreniyor, çevreyle yakın temastalar, herkesle muhabbet ediyorlar ve otobüsün sallanmasından çoook büyük zevk alıyorlar.

Otobüs'ten inip, Beşiktaş'tan vapur ile Kadıköy'e geçtik. Vapur'dan Kız Kulesi, Galata Kulesi, Topkapı Sarayı, Ayasofya Camii ve Boğaziçi Köprüsü başta olmak üzere çocukların kitaplardan bildiği yapılara el salladık, martıları besledik; şahane bir yolculuk yaptık. Kadıköy'den Haydarpaşa'ya kadar da yürüdük birlikte.

Haydarpaşa Garı'nın sahilindeki çay bahçesinin manzarası bir harika. Çay, çörek ucuz. Çocukların koşturabileceği bir alan, eski bir tren de var. Gar'ın içindeki lokantada yemekler nefis, mekan şahane. Gar başlı başına keşfedilecek detaylarla dolu. Vitraylar, saatler, trenler, gişe.....

Başak'ın en sevdiği arkadaşlarından Kuzey ve annesi Şebnem de gelince keyfimiz kat be kat arttı.

Eylemi biraz gürültülü bulup sıkıldı çocuklar itiraf etmeliyim ama büyüyüp bu sayfalara geri döndüklerinde, Haydarpaşa Gar'ı da kurtarılmış olursa böyle bir etkinliğin bir parçası olduklarından gurur duyacaklarına eminim.









3 yorum:

  1. Kızıım biz seninle aynı şehirde yaşamalıydık, birbirimizi daha fazla keşfetmeliydik. Baksana kafalar aynı. Çocuklu yaşam profilimiz aynı. Başak ve Damla için aldığımız kazaklar bile aynı :)) Bu arada kıskandım sizi ne yalan söyliyim, her hafta bi aktivitedesiniz, Şebnemcim seni de özledim, öpüyorum hepinizi. Ha bu arada, Antep yolcularından ses bekliyorum!!

    YanıtlaSil
  2. ben de aaa kim bu hayal, beni de tanıyormuş dedim... Antep yazınca oldu. Gelsenize, çok özledik...

    YanıtlaSil
  3. Sebnemcim annemler de burdaydı ya bize istanbul yollari biraz kapaliydi bu ara.. onlar donuyolar insallah, biz de peslerinden geliriz en kısa zamanda :))

    YanıtlaSil