26 Mayıs 2017 Cuma

Gökçeada Tepeköy Çınaraltı'ndan Manastır Göleti'ne

Gökçeada'daki 2. günümüzün sabahında daha önce bir kez ya da belki iki kez Murti tarafından ulaşılmış, son iki gelişimizde deneyip ulaşamayıp, ''bir dahaki gelişte buluruz artık'' dediğimiz manastıra yürümeye karar verdik.

Bu yürüyüş güzergahı bence Ada'nın en nefis manzaralı yürüyüş güzergahı. Yürüyüş boyunca bize eşlik eden, denizin içinden bir anda yükselen vahşi Semadirek Adası'nın görüntüsü, bakir koylar, yemyeşil; kimi zaman ağaçlık, kimi zaman ayağımıza batan çalılarıyla bakir yamaç...

Çocuklar içinse Taylan'ın ''25 yaşına kadar ben bir daha buraya gelmem'' diyerek ifade ettiği, ayaklarına batan çalılar nedeniyle bir önceki şelale yürüyüşünü özlemle anmalarına neden olan, yorucu ve sürekli söylendikleri bir yürüyüş oldu. 


Arkada Zorlukla Ulaştığımız Manastır- Kolay Dönüş Yolu 

Çınaraltı'ndan Manastır'a giden patikayı bize tarif eden kişi, patikanın, kafenin hemen aşağısında görülen kavak ağacı öbeğinin altından geçtiğini söylediği için gidişte yine patikayı bulamayıp debelendik. Çocukların isyanı da haklı olarak bu nedenle oldu. Dönüşte ise patikayı bulduk. Meğer kavakların üstünden geçermiş:)


Yürüyüş boyunca sık sık, bize yol tarif eden adamın zararsız ''kırmızı yılan'' dediği ama sonradan öğrendiğimize göre  yılanımsı kertenkele olan bu sürüngenle karşılaştık, tanıştık. Ben çekindim itiraf ediyorum. Ama dönüşte kertenkele olduğunu öğrendikten sonra heralde bir daha rastlarsam korkmam. Bir de rastlamadığımız zehirli baklavalı yılan varmış bu bölgede. 

Çınaraltı - Manastır Yürüyüşü'nden Kareler


Muhteşem manzaralı kafe
















Dönüşte bulabildiğimiz ve dönebilmemizi sağlayan patika





Yürüyüş sonrası tepedeki kafede yayık ayranlı, çaylı, manzaralı mola





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder