1 Haziran 2012 Cuma

Bozcaada-Yağmurlu bir ilk günde Ayazma Plajı'nda...

Bunca yıldır çalışıyoruz. Ama hala 1 güncük ekstra tatilin bile kıymeti çok büyük bu tatil kıtlığında...

1 gün kazanalım diye Cuma sabahının köründe, saat 2:30'da kalktık.  3:45'te arabaların tekerleri dönmüştü bile... 2 arabayız. Bizim arabada 2 kişilik mürettebatım Ege, Başak ile ben. Murtilerin arabada Demet, Sayra, Ekin ve Taylan... Mutlu ve Ömer ayarlayamadılar programlarını bu defa...

10:00'da hareket edecek Geyikli-Bozcaada feribotuna yetişebilmek için, çocukların çiş molalarını bile minimumda tutup, zaman zaman karanlıkta, zaman zaman yağmur altında benim için mümkün olan en yüksek hızda durmadan ilerlemeyi planlıyorken, yollarda bizden başka araba olmadığından heralde, pineklemekten canı sıkılmış trafik polislerinin müdahalesine maruz kalıp durdurulduk. Her 2 arabanın arkasında da minimini şirin çocuklar varken şüpheli muamelesi görüp alkol borusu bile üfledik. Olası duraklama zamanını da anca 30 dakika olarak hesaplayıp yola koyulduğumuz için hem Eceabat-Çanakkale hem de Geyikli-Bozcaada feribotlarını tam iskeleden hareket edeceklerken yakalayabilip epey kalp çarpıntısı yaşadık.

Yaklaşık yarım saat sonra yağmurlu bir Bozcaada'ya merhaba dedik. Hiç böyle planlamamıştık. Çocuklarla bugüne kadar en rahat ettiğimiz pansiyon-otel Bağ Badem'e ulaştığımızda morallerimiz hava muhalefeti ve yol yorgunluğu nedeniyle epey bozuktu.  Çocuklar ise yağmurdan çamurdan sıkılmak şöyle dursun, hemen bu daha önce oyun oynamaya pek te alışık olmadıkları havanın keyfini sürmenin türlü yollarını keşfettiler.

Donlarına kadar ıslanıp, bizim yedek kıyafet yokluğundan yakınan çığlıklarımız arasında, her taraflarını çamura buladılar.


Bilgütay'ın her zamanki nefis kahvaltısı morallerimizi biraz düzeltip, çocukların çamur ve yağmur sevdası Bilgütay'ın güzelim temiz-pak koltuklarını ve verandasını tehdit etmeye başlayınca, yağmura rağmen Ayazma Plajı'na gitmeye karar verdik. Ne iyi etmişiz de gitmişiz.  
 
 Yağmur Bulutları Altında Ayazma Plajı

Yağmurun renklendirdiği, farklı tonlarda mavi-gri bulutların altında olağanüstü güzellikte ıssız bir plaj bizi bekliyordu. 

Plaja vardığımızda yağmur kesilmişti. Fırsattan istifade, soğuk havaya rağmen, ıslak kumların üzerine örtülerimizi yaydık. Çocuklar, havanın soğukluğuna aldırmayıp, deniz görünce soyunmayı ve ıslanmayı alışkanlık haline getirdiklerinden, yine bıraktılar kendilerini deniz ve kumların kucağında oyuna...
 

Plajda, hava yarım saat sonra yeniden yağana kadar çok güzel vakit geçirdik.  Apar topar toparlanıp, her tarafı kum içinde kalan ıslak çocukları arabada giydirip kendimizi Vahit'in yerine attığımızda yağmurlu da olsa Bozcaada'nın keyfinin çıkarılabileceğini anlamıştık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder