2 Mayıs 2012 Çarşamba

Gökçeada; Tepeköy/Zeytinliköy/Vakkas


Bir gün önce manzarasıyla gönlümüze taht kuran Tepeköy Çınaraltı'na, 2. günün sabahı bu kez piknik (kahvaltı) için gittik.

Sabah erkenden fırından taze simitler alındı, otelimizin kümesinden taze köy yumurtaları toplandı, haşlandı, termoslar çay/kahve ile dolduruldu ve diğer yolluklarla birlikte paketlendi. Murti, piknik alanı olarak seçtiğimiz yerin hemen yanıbaşındaki hazır taş ocakta sucuklarımızı da kızartınca en mükellefinden şahane kahvaltımız hazır oldu....


Burada epey oyalandık. Demet, çocukların suratlarını boyadı. Çocuklar, ayakları keçi/inek kakalarına batarak çimenlik alanda top koşturdular, asırlık çınar ağacının altındaki yenilenmiş çeşmeden su içtiler....



Sonrasında Mutlu ve Murti'yi piknik alanında bırakıp Tepeköy'e doğru çocuklarla yürüyüşe geçtik. Hep aynı yerde rastladığımız katır'a bir selam verip, çocuklara katırın ne olduğunu anlattık. Pek bi bağlandılar katırcığa....















Tepeköy (Agridia), bu mevsimde Gökçeada'nın diğer pekçok köyü gibi bomboştu. Volkanik Aya Dimitri tepesinin yamacına kurulmuş, Yunanca'da küçük tarlalar anlamına gelen bu hayalet köyde yine erik ve badem ağaçlarının erişebildiğimiz dallarındaki tüm meyveleri topladık. Yolumuza çıkan eski çamaşırhanelerde ve bugüne kadar gördüğüm en küçük çınar ağacına ev sahipliği yapan köy meydanında soluklandık.  Köyün sakinleri köye meydan açabilmek için, çınar ağacını diktikleri yerde bulunan bir evi, sahibinin de rızasıyla yıkmışlar. İyi olmuş.

En küçük çınar ağaçlı köy meydanı
Eski bir çamaşırhane.
Zamanında mahalleli kadınların buralarda çok hoş vakit geçirdiklerini hayal edebiliyorum.












Tepeköy'e tepesinden bakış

Tepeköy'de en çok içimizde kalan, İstanbul'dan doğduğu köye dönen Baba Yorgo'nun, adadaki tek rum tavernasında yiyip içememek oldu. Biz gittiğimizde daha sezonu açmamıştı. Demet'in tavernadan satın aldığı hediyelik şaraplarla yetindik. Bir dahaki sefere artık....

Bir sonraki durağımız Zeytinliköy, zamanında adanın en canlı en kalabalık yerlerindenmiş. Bizim gezdiğimiz eski rum köyleri içerisinde de bizim dışımızda insan barındıran tek yer burasıydı:)




















Zeytinliköy'de, çok methedilen, Orhan Karatay'ın sahibi olduğu ve kahveyi/servisi kendisinin yaptığı ''Dibek Kahvesi''nde içtiğimiz kahveler ne yazık ki çok kötüydü.

Beklentimiz, taşa oyulmuş bir çukurda, kahve çekirdeklerinin ağır demirle ezildikten sonra elekten geçirilmesiyle elde edilen, meşakkatli bir üretim süreci olan ''gerçek'' dibek kahvesinden içmek değildi elbet ama en azından telvesi bol, güzel bir Türk kahvesi içmeyi hayal/hak ediyorduk:(

Ege ve Taylan Dibek Kahvesinde


Orhan Karatay-Kahvesinde


















Dibek Kahvesinde bozulan ağız tadımız, ''Baba Hristo''da kendine geldi... Toplam 4 masalık, ''bal dök yala'' tabirini hak eden temizlikteki ''Baba Hristo''da yediğimiz ''sakızlı dondurmalı sakızlı muhallebi'' başta Mutlu olmak üzere hepimizin kalbini fethetti. 

Baba Hristo'nun yaşına ve yavaş hareketlerine rağmen olağanüstü enerjisi, işine olan sevgi ve saygısı, dolaptan çıkarıp servis tabaklarına özenle yerleştirdiği her bir tabak tatlıda kendini hissettiriyordu.


















Güzel bir yemek anında-Mutlu Mutlu Fotoğrafı




















Zeytinli sokaklarında güzel bir yürüyüşün ardından yine Yıldız Koyu'na gidip çocuklarla sahilin keyfini çıkardık.   


















Ardından yine ''Son Vapur'' lokantasında günlük rakı-balık-meze kotamızı doldurup Gökçeada merkezdeki Mete'nin Yeri'nde stadyumu aratmayan bir ortamda GS-FB derbisini izledik. Kaybettik:(


Ve Vakkas:

1.      hz ali'nin devesinin adi...
2.       (bkz: vakkas aga)
3.      ikinci bahar dizisindeki zengin lokantacı kötü adam rolünün adı.
5.      ar. okcu, savasci.
8.      adıyaman, antep ve ilçeleri dışında duymadığım erkek adı. ikinci bahar'daki de antepliydi hatırlarsanız. dizinin yönetmeni de (bkz: uğur yücel) oralı zaten.
9.      "cengaver" anlamındadır
Vakkas:
Çocukların En Çok Sevdiği
Anasının Kabul Etmediği


Vakkas: Gökçeada Gezimizin Maskotu


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder