İstanbul'dan kaçıp haftasonları denize kavuşmak için en ideal nokta bence Kum Otel. İstanbul'a 320 kilometre uzaklıkta. Saroz körfezinde. Gelibolu Yarımadası Milli Parkı'nın sınırları içerisinde olduğu için hala bakir. Upuzun bir kumsalı, berrak az tuzlu bir denizi, otelle deniz arasında ördekli, kurbağalı bir minik deresi, deresini çevreleyen bostanı, bahçesi ve 70'lerden kalma eski devlet dairelerinin sosyal tesislerini andıran konforu ile seviyoruz Kum Otel'i...
Sabah 6.30 gibi yola koyulunca, öğlen olmadan en geç 11:00 gibi Kum Otel'e varılabiliyor. Otel'in sapağı Kabatepe Liman sapağı ile aynı. Limana değil sola sapınca 4 km. ilerde. Kalabalık yaz sezonu başlamadan 1 ay önce Haziran ayı ve sezon bittikten 1 ay sonra Eylül ayı bence en gidilesi zamanlar....
|
Çocuklar deredeki kurbağa ve ördeklere yem atıyor |
|
Sahildeki tek gölgelik.
Rüzgar çok şiddetli olduğu için saçlarımız,
kulaklarımız kum için de kalsa da gün batımına kadar kalkmadık sahilden... |
|
Ege'nin ayağı sağdaki deliğe girdi.
Tatilimizin tek kazası |
Güneş Battığı Anda Doğan ''Canavar Dolunay''
|
|
Tatil boyunca bize eşlik eden
canayakın köpek ''Tarçın'' |
|
3 kafadar bu poz için özel olarak hazırlandılar... |
|
Odalarımızın Önünde |
|
Bostan/Bahçe |
|
Sahilde Yürüyüş |
|
Komşular |
|
Sergi için toplanan kabuklar |
|
Bostandan yanlışlıkla koparılan karpuz
önce oyuncak sonra yiyecek |
|
Dönüş zamanı arabamızın arkasından ''gitmeyin''
diye koşturan Tarçın |
|
Dönüş yolunda 57. Alay'ı ziyaret |
|
Çocuklar Conk Bayırı siperlerinde... |
|
Vakitlice İstanbul'a dönelim derken kendimizi Kabatepe Balıkçısı'nda bulduk.
Bu manzarayı ve lüferi de bulunca vakitlice geri dönemedik. |