Tüm ortaokul-lise hayatı, klüp takımlarında, okul takımında, okuldan eve dönünce gece yarılarına kadar mahallede/sokakta, evde ''Beyaz Gölge'' dizisi karşısında; basketbolla haşır neşir geçmiş biri olarak çocukken hayallerimi süsleyen ''Harlem Basketbol Şov'' İstanbul'a yanıbaşımıza gelince bu gösteriye çocuklarla birlikte gitme heyecanı kapladı içimi elbette:)
Tam ''kendimiz bilet alıp gitsek mi?'' diye tartışırken, Mutlu'nun şirketi çalışanlarına Ülker Arena'nın localarında özel biletler hediye etti. Toplu taşımanın doğru dürüst uğramadığı, Batı Ataşehir'deki Ülker Arena'ya epey çileli bir yolculuk sonrası güç bela ulaşıp ancak gösteri başladıktan sonra salonda yerimizi alabildik. Ülker Arena'nın kötü konumu apayrı bir yazı konusu...
''Uluslararası elitlerden oluşan karma'' adı verilen takımla gösteri maçına çıkan Harlem'in şovu kısa ve başarısızdı.
Başak ve Ege'nin en çok eğlendikleri anlar basketbolla ilgili olmayan; rakip takım basketbolcusunun Harlem'li bir basketbolcunun şortunu indirdiği, Harlemli basketbolcunun pembe eteğiyle salonda kaldığı an ve şişme bir maskotun sürekli olarak yere ve hakeme tosladığı anlardı.
Bu tür gösterilerin, çocuklara spor/basketbol sevgisi aşıladığını düşünüyorum ama bunun için de loca yanlış adres!...
Diğer çocuklar bizim gibi loca tarafından engellenmedikleri için, aralarda basketbolcularla ''çak yaparak'', sahaya daha yakın alkış tutarak bizim çocuklardan çok daha fazla zevk aldılar. Tepeden bakmak iyi bir şey değilmiş bir kez daha görük:)
Biz ise yedik, içtik, şiştik ve mesafeli mesafeli izledik şovu...
1 saat süren gösteri çıkışı evimize de 2,5 saatte ulaşınca olumlu bir şeyler yazmak ta mümkün olmadı...